T24 Haber Merkezi
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Fırat Üniversitesi’nde okuyan Muhammet Temel isimli öğrencinin, kaldığı KYK yurdunda intihar ettiği haberini paylaşarak tepki gösterdi. Babacan, paylaşımında, “Gençlerin yaşama sevincini alan ülke şartlarını değiştirmek zorundayız. Muhammetler’i, Sametler’i, Resuller’i, Elifler’i, Enesler’i yaşatmak zorundayız” dedi.
Babacan, üniversite öğrencisi Muhammet’in intiharının ardından sosyal medyadan paylaşımda bulundu. “Sağda solda, her yerde karikatürize edilmiş, sakıza dönmüş klişe bir Z kuşağı anlatısı var. Muhammet de muhtemelen bunların arasında genellemeler içinde kaybolup gidenlerdendi. Oysa siyasetçilerin görevi, bu anlatıyla laf kalabalığı yapmak değil; böyle olmamalı. Muhammet ve akranlarını oy pusulasından ibaret görmek olmamalı” diyen Babacan, “Siyasetçinin görevi, toplumun ana unsuru olan gençlerin sorunları için çözüm üretmek olmalı” ifadelerini kullandı.
Babacan’ın sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımın tam metni şöyle:
“Her yerde karikatürize edilmiş, sakıza dönmüş klişe bir Z kuşağı anlatısı var”
“Beş satırlık bir haber…
Kelimelerin anlamını yitirdiği o satırlarla, ne söylesem yetmeyecek bir yutkunmayla gencecik bir arkadaşımın canına kıydığını okudum. Çok acı…
Sağda solda, her yerde karikatürize edilmiş, sakıza dönmüş klişe bir Z kuşağı anlatısı var. Muhammet de muhtemelen bunların arasında genellemeler içinde kaybolup gidenlerdendi. Oysa siyasetçilerin görevi, bu anlatıyla laf kalabalığı yapmak değil; böyle olmamalı. Muhammet ve akranlarını oy pusulasından ibaret görmek olmamalı. Siyasetçinin görevi, toplumun ana unsuru olan gençlerin sorunları için çözüm üretmek olmalı.
“Siyasi partilerin siyasi manevraları yüzünden gençler mutsuzlaşıyor, umutsuzlaşıyor”
İktidarın kötü politikaları ile gençleri duymayan ve anlamayan tüm siyasi partilerin siyasi manevraları yüzünden gençler sadece fakirleşmiyor; gençler mutsuzlaşıyor. Gençler umutsuzlaşıyor. Gezmek, gülmek, sinemaya konsere gitmek çoğu gencimizin gündemine giremiyor bile.
“Akşam bir dilim ekmekle çorbaya razı, üniversitede okuyan on binlerce genç var”
“Yarın ne yiyeceğim” diye düşünüyorlar. Kaç yerde karşılaştım. Akşam bir dilim ekmekle çorbaya razı olan üniversitede okuyan on binlerce genç var bu ülkede. Gençler mevcut durumlarını söylemeye bile çekiniyor. Durumlarından şikayetçi olmak konusunda bile çekingenler. Ailelerinin başına bir şey gelmesinden korkuyorlar.
Gençler kendi yaşamlarından vazgeçecek kadar acılarla boğuşurken seçimden seçime hatırlanan, “Z kuşağı” masalları ile kandırılmaya çalışılan, ciddiyetsiz şakalarla, genel geçer vaatlerle gençlerin gündeme gelmesini kabul etmiyorum. Hep söylüyorum: Bizim için gençlerin sorunları, bugünün sorunları; yarının değil ve hiçbiri ertelenemez.
“Gençlerin yaşama sevincini alan ülke şartlarını değiştirmek zorundayız”
Ders kitabını alamayan, karnını doyuramayan, bir çay bahçesinde keyifle oturamayan gençler, Batıdaki, ilerleyen Asya’daki akranları ile eşit fırsatlara sahip değil. Yarınını tahayyül edemeyen, derdine paydaş bulamayan ülkemiz gençliği, Batı’daki, ilerleyen Asya’daki akranları ile benzer hayallere sahip değil.
Ne acı ki Muhammet’i kaybettik. Daha önce de Çanakkale’de Samet’i, Eskişehir’de Resul’ü, Samsun’da Elif’i, Elazığ’da Enes’i… Gençlerin yaşama sevincini alan ülke şartlarını değiştirmek zorundayız. Muhammetler’i, Sametler’i, Resuller’i, Elifler’i, Enesler’i yaşatmak zorundayız.”